Mutluluk Üzerine


Hepimizin yer yer mutluluk üzerine kendimizi sorguladığımız olmuştur; "mutlu muyum?". Bazen camdan dışarı metrelerce uzağa bakıp dalarak, bazen deniz kıyısında denizin dalgalarında kaybolarak bazen de yastığa başımızı koyduğumuzda gözlerimizi kapatıp derinliklerde kaybolarak. Peki bu sorunun cevabını hemen verebiliyor muyuz? Yani insanlara mutlu gözükmeyi taktığımız bir tebessüm maskesiyle başarabiliyoruzdur ama hakikaten mutlu muyuz? Yahut mutluluktan ne anlıyoruz? Mutluluğu herhangi bir nesneye bağlayıp metalaştırıyor muyuz herhangi bir hayalle ilişkilendirip soyutlaştırıyor muyuz veya herhangi birinden mi bekliyoruz? Bence herkesin bir mutluluk anlayışı vardır. Bu da öz tatmin seviyesiyle alakalıdır.
Bunu sorgulamaya başladığımızda kaçınılmaz olarak aklımıza hayallerimiz, isteklerimiz gelir. Ya da ulaşmayı hedeflediğimiz başarılar. Bunlardan biri gerçekleştiğinde dünyalar bizim olur ama getirdiği mutluluk dünyalar kadar olmaz. Öte yandan bir keder bir buhran dünyalara sığmaz. Yaşanılan hayal kırıklıkları, başkalarına bağlanan ümitler, 3. şahısların getireceğini zannettiğimiz mutluluklar hep hüsranla sonuçlanmıştır çünkü. Peki neden hiç denemeyiz kendimizden memnun olmayı, hayattan memnun olmayı ya da hayatın getirdiklerini kabullenip bunlarla yüzleşmeyi? Mutluluk ufak tefek beklentilerin karşılanmasıyla gelmez, zira onlar karşılandıkça beklentilere bir yenisi eklenmeye devam eder. Dolayısıyla karşılığında istekleri bitmeyen, iç huzuru hep bir nesneye bağlayan sürekli talep eden insanoğlu çıkar. Zannedilir ki dışarıda her gülümseyen mutlu, zannedilir ki senin derdin onunkinden büyük. Zannedilir ki o ne isterse oluyor. Hep bir kıyaslama hep bir karşılaştırma. Oysa aklına gelmez hayata başka bir pencereden bakabileceği, hayatın ona verdikleriyle yetindiği ya da hayatla yüzleşebildiği. Çünkü sen bundan hep kaçmışsındır. Hep mutluluğu hayalini kurduğun şeylerde aramışsındır. Sahip olduklarınla mutlu olmayı hiç denememişsindir. Tolstoy'a niçin mutlu olduğu sorulduğunda kısaca düşündükten sonra şöyle der "belki sahip olduğum şeylere sevindiğim, sahip olmadıklarım için de üzülmediğim için mutlu bir insanım". Benim açımdan ise evdeki büyüklerimiz, sevdiğimiz arkadaşlarımız, dostlarımız, akrabalarımız kısaca sevdiğimiz her canlı sağ ve sağlıklı olduğu sürece mutluluk kaçınılmazdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

#EVDEKAL

Ayrılık Üzerine

Aşk Üzerine